1. Poliçe satışı yaptıktan sonra süreç sizin için nasıl devam ediyor?

Aslında satış süreci poliçenin imzalanmasıyla bitmiyor; tam tersine, asıl ilişki o noktadan sonra başlıyor. Acente ile iletişimi canlı tutmak, sürecin devamlılığını sağlamak ve birlikte daha iyisini ortaya koymak benim için çok önemli. Çünkü satış, tek seferlik bir işlem değil; uzun vadeli bir yol arkadaşlığının başlangıcı.

2. Hasar anında acenteleriniz ilk kimi arar sizce?

Deneyimli ve konusuna hâkim acentelerimiz olduğu için genelde süreci eşzamanlı yürütürüz. Ama güven duyulan ilk kişi çoğu zaman temsilcileri, yani biz oluyoruz. Bu noktada devreye girip sürecin doğru ve hızlı ilerlemesini sağlamaya çalışırım.

3. Satış anındaki ilişki, hasar sürecinde nasıl fark yaratıyor?

Satışta kurulan güven, hasar sürecinde panik yerine çözüm getirir. Samimi bir destek ve doğru yönlendirmeyle acentemize “İyi ki VHV’liyim” dedirtebilmek bizim için çok değerli. Çünkü hasar anı, aslında satışta verdiğimiz sözlerin sınandığı andır.

4. Acenteniz bir hasar bilgisi paylaştığında ilk refleksiniz ne oluyor?

Öncelikle tüm bilgileri dikkatle dinlerim. Ardından gerekli adımları net bir şekilde aktarırım. Hasarın boyutundan bağımsız olarak doğru teminatların devrede olup olmadığını kontrol eder; sürecin eksiksiz ilerlemesi için hem acentemizle hem de hasar ekibimizle koordineli çalışırım.

5. “Yalnız değilim” duygusunu acentelerinize nasıl hissettiriyorsunuz?

Ulaşılabilir olmak ve düzenli bilgilendirme yapmak bu konuda çok önemli. Duyurular, bilgilendirmeler ve birebir iletişimle onların her zaman yanlarında olduğumuzu hissettirmeye çalışıyorum. Bu güven duygusu, ilişkimizin en sağlam temeli.

6. En zor hasar sürecinde sizi en çok etkileyen bir diyalog hatırlıyor musunuz?

Bir acentem, sigortalısı adına benimle görüşüp konuyu çözdüğüm için teşekkür etmişti. Daha sonra sigortalısının, “Şirketinizin ne kadar ilgili ve çözüm odaklı olduğunu gördüm,” dediğini aktardı. Bu geri bildirim beni çok duygulandırdı. Çünkü yaptığımız işin insana dokunan kısmı tam da burada yatıyor.

7. Hasar yaşamayan acentelerle ilişkinizi nasıl dinamik tutuyorsunuz?

Düzenli temas, yeni ürün bilgileri ve ziyaretlerde aldığımız geri bildirimler bizim için çok kıymetli. Bu sayede ilişkilerimizi sürekli taze tutuyor, acentelerimizin her koşulda aktif bir iletişim içinde olmasını sağlıyoruz.

8. Sizce sadakat hasarsızlıktan mı gelir, iletişimden mi?

Bence kesinlikle iletişimden gelir. Hasarsızlık bir şans meselesi olabilir ama iyi iletişim kalıcı bir bağlılık yaratır. Bizim için sadakat, yalnızca poliçenin yenilenmesi değil; düzenli, güçlü ve güven veren bir ilişkinin devamıdır.

9. Bir acenteniz sizi çevresine tavsiye ettiğinde ne hissediyorsunuz?

Bu, yaptığım işin en büyük ödülü. Çünkü hepimiz değer görmek isteriz. Bir acentenin beni tavsiye etmesi, hem işime duyulan güvenin göstergesi hem de kişisel anlamda büyük bir motivasyon kaynağı. “Doğru yoldayız” dedirten anlardan biri.

10. “İyi bir satış, iyi bir hasar yönetimiyle tamamlanır” sözü size ne ifade ediyor?

Kesinlikle katılıyorum. Bir satışın değerini, hasar anında verilen destek belirler. Kariyerime hasar departmanında başladığım için bu sürecin ne kadar kritik olduğunu çok iyi biliyorum. Acentelerimizin hasar ekibimize dair övgüleri hem motivasyon hem de gurur kaynağımız. Bir sigorta şirketinin kalitesini gösteren en önemli unsur, hasarda aldığı aksiyon ve ulaştığı sonuçtur. Biz bu anlamda tam birtakım olarak çalışıyoruz ve her geçen gün biraz daha güçleniyoruz.